İYİ PARTİ Genel Başkanı'nın bir siyasi kaza sonucu, belki geçmişi, belki de bu günü ile ilgili istemeden kolunu AKP'ye kaptırdığını ve kurtaramadığını düşünüyorum.
Yanından ayrılan danışman, vekil, kurucu, başkan hemen herkesin akçeli işlerden bahsettiği ve parti yönetiminin sadece "iddia sahibi iddialarını ispatla yükümlüdür" cümlesinin ardına sığındığını, önce "disipline vereceğim, dava açacağım" demiş olsa bile bazılarından vazgeçildiğini düşünürsek, neden bu tezi savunduğumu daha iyi anlarsınız.
Bu nedenle, aldığı talimat gereği il ve ilçelerde aday çıkarmak zorunda olduğu çok açık. Yoksa aday tercihi olarak bu kadar yanlış ard arda yapılamaz.
Belki de bu mecburiyetini dile getirmek için kentlerinde güven duyulmayan il ve ilçe yönetimleriyle devam ediyor ve sıfır çekmeyi hedefliyordur.
Bence bu şekilde Akp'ye 'destek mecburiyetini' izole edebilmek, adeta "mecburum, buna uymak il ve ilçelerde aday çıkarmak zorundayım. Ama seçmemeniz için de bu adaylarla sandıktayım" diyor, tabanına karşı son görevini yerine getiriyor.
Yoksa böylesine zengin bir Ülkücü ve Milliyetçi yelpazeye sahipken, bu birlikteliğe destek vermek için koşarak gelen partisini "Merkez sağ" yapmak için kolları sıvayan, tek istekleri AKP tarafından ülkenin alnına sürülen erozyondan kurtulmak olan kişileri elinin tersiyle itip geçmişin başka parti adayı, yaralı bereli, seçilemeyecek kişilerini, ya da Ülkücü ve Milliyetçi olarak değerli olsa da bu İl Yönetimi ile değeri düşen adayları tercih ediyor olmasının başka bir nedeni olamaz.
Kısacası İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener Hanım halk nezdinde karşılığı olmayan adayları koyarak,
22 Eylül 2022 tarihinde memleketi ve memleketim olan İzmit'te "Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu'nu vasiyet ettim" cümlesinin gereğini yapıyor ve vefa duyduğu CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'na vefa borcunu ödüyor.
İYİ PARTİ Genel Başkanı İzmit'teki o konuşmasını "Kılıçdaroğlu'na herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim. Çocuklarıyla beraber vasiyet ettim. Siz sahip çıkamaz başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir" şeklinde sürdürmüştü.
İYİ PARTİ'nin kurulduğu o günlerde çektiği sıkıntıları, bizler unutsak bile o unutmuyor, AKP ve MHP tarafından uğradığı zulüm aklına geldiğinde de: "Sonra benim aklıma sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmek geldi. Kendisine gittim 15 milletvekili talep ettim. Yani bu neydi? Demokrasiye dair Türkiye’de birçok şeyi değiştirecek bir adım atılmasına yönelik bir talepti. Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu çocuklarıyla beraber vasiyet ettim' diyordu.
Yine o gün ortak memleketimiz olan İzmit'te "Bu başlangıç bir iş birliğine, güç birliğine sebep oldu ve Millet İttifakı'na vesile oldu. Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi benim babamın partisidir ha..." diyerek kopmayacak güçlü bağları işaret ediyordu.
Evet. Benim düşünceme göre İYİ PARTİ Genel Başkanı yukarıda saydığım sebeplerden, kısacası AKP ile girift ilişkilerden dolayı 6'lı masadan kalkmış, ancak tabanının daha da çok ona sarılması, sahip çıkması ve 'Cumhurbaşkanı Adayı' olmasını istemesinin ardından yine talimatla geriye dönmüş, seçimlerin kaybedilmesine vesile olmuştur.
Yerel seçimler gelince bu defa da "81 İl ve İlçelerde kendi adayımızı çıkaracağız" diyerek, bir taraftan yine bir talimatın gereğini yapmakta ama diğer taraftan bu talimatı izole etmek için seçilemeyecek adaylara yol vermekte, bu yönüyle de İzmit'te verdiği söze sahip çıkmaktadır.
Bana gelince ben hala memleketim olan İzmit'teyim ve İYİ PARTİ Genel Başkanı'nın memleketimde verdiği sözün arkasındayım, Millet İttifakı'nın CHP ile beraberlik kısmına, bu anlamda verdiği sözlere sahip çıkacağım ve CHP Adaylarını destekleyeceğim.
Hepimizin "AKP'den kurtulmak için çaba sarfetmek" gibi bir görevi vardır.
AKP dışında seçilebilecek adaylara yönelin ve Türkiye'ye bir şans daha verin...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hüseyin TURAN
BİR İYİ PARTİLİ'NİN DURUM DEĞERLENDİRMESİ ..
BİR İYİ PARTİLİ'NİN DURUM DEĞERLENDİRMESİ ..
İYİ PARTİ Genel Başkanı'nın bir siyasi kaza sonucu, belki geçmişi, belki de bu günü ile ilgili istemeden kolunu AKP'ye kaptırdığını ve kurtaramadığını düşünüyorum.
Yanından ayrılan danışman, vekil, kurucu, başkan hemen herkesin akçeli işlerden bahsettiği ve parti yönetiminin sadece "iddia sahibi iddialarını ispatla yükümlüdür" cümlesinin ardına sığındığını, önce "disipline vereceğim, dava açacağım" demiş olsa bile bazılarından vazgeçildiğini düşünürsek, neden bu tezi savunduğumu daha iyi anlarsınız.
Bu nedenle, aldığı talimat gereği il ve ilçelerde aday çıkarmak zorunda olduğu çok açık. Yoksa aday tercihi olarak bu kadar yanlış ard arda yapılamaz.
Belki de bu mecburiyetini dile getirmek için kentlerinde güven duyulmayan il ve ilçe yönetimleriyle devam ediyor ve sıfır çekmeyi hedefliyordur.
Bence bu şekilde Akp'ye 'destek mecburiyetini' izole edebilmek, adeta "mecburum, buna uymak il ve ilçelerde aday çıkarmak zorundayım. Ama seçmemeniz için de bu adaylarla sandıktayım" diyor, tabanına karşı son görevini yerine getiriyor.
Yoksa böylesine zengin bir Ülkücü ve Milliyetçi yelpazeye sahipken, bu birlikteliğe destek vermek için koşarak gelen partisini "Merkez sağ" yapmak için kolları sıvayan, tek istekleri AKP tarafından ülkenin alnına sürülen erozyondan kurtulmak olan kişileri elinin tersiyle itip geçmişin başka parti adayı, yaralı bereli, seçilemeyecek kişilerini, ya da Ülkücü ve Milliyetçi olarak değerli olsa da bu İl Yönetimi ile değeri düşen adayları tercih ediyor olmasının başka bir nedeni olamaz.
Kısacası İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener Hanım halk nezdinde karşılığı olmayan adayları koyarak,
22 Eylül 2022 tarihinde memleketi ve memleketim olan İzmit'te "Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu'nu vasiyet ettim" cümlesinin gereğini yapıyor ve vefa duyduğu CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu'na vefa borcunu ödüyor.
İYİ PARTİ Genel Başkanı İzmit'teki o konuşmasını "Kılıçdaroğlu'na herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim. Çocuklarıyla beraber vasiyet ettim. Siz sahip çıkamaz başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir" şeklinde sürdürmüştü.
İYİ PARTİ'nin kurulduğu o günlerde çektiği sıkıntıları, bizler unutsak bile o unutmuyor, AKP ve MHP tarafından uğradığı zulüm aklına geldiğinde de: "Sonra benim aklıma sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmek geldi. Kendisine gittim 15 milletvekili talep ettim. Yani bu neydi? Demokrasiye dair Türkiye’de birçok şeyi değiştirecek bir adım atılmasına yönelik bir talepti. Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme ‘Sayın Kılıçdaroğlu’nu çocuklarıyla beraber vasiyet ettim' diyordu.
Yine o gün ortak memleketimiz olan İzmit'te "Bu başlangıç bir iş birliğine, güç birliğine sebep oldu ve Millet İttifakı'na vesile oldu. Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi benim babamın partisidir ha..." diyerek kopmayacak güçlü bağları işaret ediyordu.
Evet. Benim düşünceme göre İYİ PARTİ Genel Başkanı yukarıda saydığım sebeplerden, kısacası AKP ile girift ilişkilerden dolayı 6'lı masadan kalkmış, ancak tabanının daha da çok ona sarılması, sahip çıkması ve 'Cumhurbaşkanı Adayı' olmasını istemesinin ardından yine talimatla geriye dönmüş, seçimlerin kaybedilmesine vesile olmuştur.
Yerel seçimler gelince bu defa da "81 İl ve İlçelerde kendi adayımızı çıkaracağız" diyerek, bir taraftan yine bir talimatın gereğini yapmakta ama diğer taraftan bu talimatı izole etmek için seçilemeyecek adaylara yol vermekte, bu yönüyle de İzmit'te verdiği söze sahip çıkmaktadır.
Bana gelince ben hala memleketim olan İzmit'teyim ve İYİ PARTİ Genel Başkanı'nın memleketimde verdiği sözün arkasındayım, Millet İttifakı'nın CHP ile beraberlik kısmına, bu anlamda verdiği sözlere sahip çıkacağım ve CHP Adaylarını destekleyeceğim.
Hepimizin "AKP'den kurtulmak için çaba sarfetmek" gibi bir görevi vardır.
AKP dışında seçilebilecek adaylara yönelin ve Türkiye'ye bir şans daha verin...