Askerlik arkadaşım Avukat Mehmet Tanışık ile 53 yil sonra ilk kez bir araya geldik Kemer’de. İkimiz de yarim asir once gelecege umutla bakan genclerdik. Bugun ise gecmisi özlemle anan aksaçlı 70’likler. Ankara'dan bir grupla gelmişler, Göynük'teki herşey dahil o lüks otellerden birinde kalıyorlarmış. Bu mevsimde grup halinde gelmeyi adet edinmişler.
Kahve içimlik Saat Kulesi'nin altındaki cafe'de buluştuk. Önce askerlik anılarımızı andık, anımsaya bildiğimiz kadarıyla. Ardından memleketin halini konuştuk.Gözleyebildiğimiz kadar. Ardından Kemer'i konuştuk. Görebildiğimiz kadar. Çok dikkatlidir kendisi. Benim yazıları nokta, virgülüne kadar kontrol eder, Yanlış gördüklerini yazar dikkatimi çeker. Bu kez de Kemer'in ünlü Saat Kulesindeki saatlere takmış. "Kuledeki saatlerin her biri farklı saat gösteriyor Belediye'nin dikkatine getirmek gerek" dedi. " Sahi mi, hiç fark etmemişim" dedim. Masadan kalktık baktık.Askerlik arkadaşım doğru söylüyordu."Kaç yıldır Kemer'deyim hiç dikkat etmemişim" dedim. İlgilisi , yetkilisi kim bilmiyorum, ancak Saat Kulesi'nin saatlerini doğru ayarlamak gerek.
Sohbette, Kemerli esnafın da işlerin kesat gittiğinden yakındıklarını ifade ile alışveriş yapıp yapmadıklarını sordum.Yapmıyorlarmış. Kalitesiz, ucuz malları turiste yüksek fiyatla satmaya çalışanlara işaretle "turist enayi mi, kazıklandığını anlamaz mı ? Bir alır iki alır üçüncüsünde uzak durur" dedi. Yunanistan adalarında gönül rahatlığı ile nasıl alışveriş yaptıklarını anlattı. Ben de kendi "kazıklanma deneyimlerimi" anlattım. Pazar'daki meyva- sebzelerin yüksek fiyatlarından yakındım.Esnafa veya pazarcıya mikrofon uzatsak kim bilir onlar da hangi dertlerden, nelerden yakınacak.
Arkadaşım, Romanya, Bulgaristan ve Batum'daki sahillerde otellerin Komünizm döneminde denizin kıyısından uzağa inşa edildiklerini, bu sayede insanların geniş sahil şeridinden istedikleri gibi istifade edebildiklerini, Türkiye'de ise sahillerde koca koca otellerin inşa edildiklerini, bu nedenle insanların sahillerden yeterince yararlanamadıklarını, Kemer'i örnek göstererek anlattı.Ben de bu konuda yaşanan sorunlara, sıkıntılara işaret ettim...
Gerçekte ayar verilmesi gereken yer tek Saat Kulesi değil. Ayarlanmayı bekleyen başka yerler de var. Ankara'dan başlayarak. Ancak Kemerlinin de kendilerine göre dertleri, sorunları var. Örneğin, Kemer'in sorunlarıyla yakından ilgilenen bir yurttaşımız bu kez sosyal medyada bahçelerden kaldırımlara taşan dikenli ağaçlardan yakınmış.Der ki.
"Kaldırımlar Kemer'de mahallelerde kullanılamaz hale geldi. Vatandaşın bahçesinden kaldırıma doğru büyüyen dikenli dikensiz ağaç dalları kaldırımda yürüyecek insanları zorluyor. Diyelim ki Bebek arabasıyla kaldırımda olan bir kadın trafik yolunu kullanması gerekiyor. Madem Senin ağacının dalları yaya yolunu engelliyor KES arkadaş KESKEMER merkezde' de tüm Yaya yolları esnafın mekanı olmuş. Masalar sandalyeler HATTA TRAFİKTE PARK EDEBİLECEĞİN YERLERİ BİLE ENGELLEYEN DÜKKÂN KAPISININ ÖNÜ AÇIK KALSIN DİYE DUBALAR KOYAN BİRÇOK ESNAF VAR "
Bir yurttaş bu paylaşımın altına " Gerçekten çok güzel gözlemlemişsin" demiş, bir diğeri " Berbat yürüyemiyorsun" yazmış.
Yurttaşımız yakınmasında haklı olabilir. Özellikle merkezdeki yaya yollarında yürümek maharet ister. Ancak mahallelerin sokaklarında bahçe duvarlarını aşıp sokağa taşan güzel çiçekler de var. Begonviller gibi. İnsan bunları kesmek değil fotoğraflarını çekesi geliyor.Yine de yurtaşın sesine belki kulak veren olur diye burada paylaştım
Şu sıralar bir Ankara'nın gündeminde olan "ayar bekleyen" sorunlara baktım, bir de güzeller güzeli Kemer'in gündemindeki konulara. Sonra "büyük başın derdi büyük olur" dedim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gürsel Demirok
SAAT KULESİNİN SAATLERİ
SAAT KULESİNİN SAATLERİ
Askerlik arkadaşım Avukat Mehmet Tanışık ile 53 yil sonra ilk kez bir araya geldik Kemer’de. İkimiz de yarim asir once gelecege umutla bakan genclerdik. Bugun ise gecmisi özlemle anan aksaçlı 70’likler. Ankara'dan bir grupla gelmişler, Göynük'teki herşey dahil o lüks otellerden birinde kalıyorlarmış. Bu mevsimde grup halinde gelmeyi adet edinmişler.
Kahve içimlik Saat Kulesi'nin altındaki cafe'de buluştuk. Önce askerlik anılarımızı andık, anımsaya bildiğimiz kadarıyla. Ardından memleketin halini konuştuk.Gözleyebildiğimiz kadar. Ardından Kemer'i konuştuk. Görebildiğimiz kadar. Çok dikkatlidir kendisi. Benim yazıları nokta, virgülüne kadar kontrol eder, Yanlış gördüklerini yazar dikkatimi çeker. Bu kez de Kemer'in ünlü Saat Kulesindeki saatlere takmış. "Kuledeki saatlerin her biri farklı saat gösteriyor Belediye'nin dikkatine getirmek gerek" dedi. " Sahi mi, hiç fark etmemişim" dedim. Masadan kalktık baktık.Askerlik arkadaşım doğru söylüyordu."Kaç yıldır Kemer'deyim hiç dikkat etmemişim" dedim. İlgilisi , yetkilisi kim bilmiyorum, ancak Saat Kulesi'nin saatlerini doğru ayarlamak gerek.
Sohbette, Kemerli esnafın da işlerin kesat gittiğinden yakındıklarını ifade ile alışveriş yapıp yapmadıklarını sordum.Yapmıyorlarmış. Kalitesiz, ucuz malları turiste yüksek fiyatla satmaya çalışanlara işaretle "turist enayi mi, kazıklandığını anlamaz mı ? Bir alır iki alır üçüncüsünde uzak durur" dedi. Yunanistan adalarında gönül rahatlığı ile nasıl alışveriş yaptıklarını anlattı. Ben de kendi "kazıklanma deneyimlerimi" anlattım. Pazar'daki meyva- sebzelerin yüksek fiyatlarından yakındım.Esnafa veya pazarcıya mikrofon uzatsak kim bilir onlar da hangi dertlerden, nelerden yakınacak.
Arkadaşım, Romanya, Bulgaristan ve Batum'daki sahillerde otellerin Komünizm döneminde denizin kıyısından uzağa inşa edildiklerini, bu sayede insanların geniş sahil şeridinden istedikleri gibi istifade edebildiklerini, Türkiye'de ise sahillerde koca koca otellerin inşa edildiklerini, bu nedenle insanların sahillerden yeterince yararlanamadıklarını, Kemer'i örnek göstererek anlattı.Ben de bu konuda yaşanan sorunlara, sıkıntılara işaret ettim...
Gerçekte ayar verilmesi gereken yer tek Saat Kulesi değil. Ayarlanmayı bekleyen başka yerler de var. Ankara'dan başlayarak. Ancak Kemerlinin de kendilerine göre dertleri, sorunları var. Örneğin, Kemer'in sorunlarıyla yakından ilgilenen bir yurttaşımız bu kez sosyal medyada bahçelerden kaldırımlara taşan dikenli ağaçlardan yakınmış.Der ki.
"Kaldırımlar Kemer'de mahallelerde kullanılamaz hale geldi. Vatandaşın bahçesinden kaldırıma doğru büyüyen dikenli dikensiz ağaç dalları kaldırımda yürüyecek insanları zorluyor. Diyelim ki Bebek arabasıyla kaldırımda olan bir kadın trafik yolunu kullanması gerekiyor. Madem Senin ağacının dalları yaya yolunu engelliyor KES arkadaş KESKEMER merkezde' de tüm Yaya yolları esnafın mekanı olmuş. Masalar sandalyeler HATTA TRAFİKTE PARK EDEBİLECEĞİN YERLERİ BİLE ENGELLEYEN DÜKKÂN KAPISININ ÖNÜ AÇIK KALSIN DİYE DUBALAR KOYAN BİRÇOK ESNAF VAR "
Bir yurttaş bu paylaşımın altına " Gerçekten çok güzel gözlemlemişsin" demiş, bir diğeri " Berbat yürüyemiyorsun" yazmış.
Yurttaşımız yakınmasında haklı olabilir. Özellikle merkezdeki yaya yollarında yürümek maharet ister. Ancak mahallelerin sokaklarında bahçe duvarlarını aşıp sokağa taşan güzel çiçekler de var. Begonviller gibi. İnsan bunları kesmek değil fotoğraflarını çekesi geliyor.Yine de yurtaşın sesine belki kulak veren olur diye burada paylaştım
Şu sıralar bir Ankara'nın gündeminde olan "ayar bekleyen" sorunlara baktım, bir de güzeller güzeli Kemer'in gündemindeki konulara. Sonra "büyük başın derdi büyük olur" dedim.