Bir ömürde, bu kadar sosyo ekonomik travma, acaba bir kader
midir,acaba bir hak ediş midir yoksa ırksal bir vurdum duymazlık mıdır?
Konumuza geçmeden, gelin benim tarih nehrime ,size kayıkta ekonomik
seyir defteri göstereyim.
Tarih döviz akışı 1usd/TL ilgili politik ortam
4.8.1958 devalüasyon 2.80 den 9.00 tl ye SK Menderes dönemi
10.8.1970 devalüasyon 9.00 dan 15.00 tl ye SK Demirel dönemi
24.1.1979 devalüasyon 15.00 den 70.00 tlye Sk/KA Demirel dönemi
1.4.1994 devalüasyon 70.00 den 34.000 e Çiller dönemi
19.2.2001 kur ayarı 34.000 den 906.000 e Ecevit dönemi
2005 te 6 sıfır gider 906.000 den 1.33 (1.330.000) Erdoğan dönemi
Bugün 15.3.2024 1.33 den 32.00 ye (32.000.000) Erdoğan dönemi
MB yıl sonu güldürmecesi 40.00 (40.000.000) Erdoğan dönemi
Maşallah,1958 den 2024 ,yani 66 yılda Törkiş liramız 15.000.000 değer
kaybetmiş.
Ülkemiz 1923 te Atatürk’ün deha ve basireti ile yoklar ve az olan varların
birleştirilmesi ile yüksek ülküler gözetilerek kuruldu.Cumhuriyet yönetimi
tercih edilerek kurulan ülkemizde, sosyo ekonomik temellerde şu
kavramlar ilke edinildi ve politikaların bu çerçevede öngörülmesi esas
alındı.Bunlar; ahlak,sevgi,yeniliklere açık olma,tarihe saygı,girişim
serbestliği,medeni haklar,adil paylaşımcılık ve düşünce özgürlüğü olarak
taçlandırıldı.Atatürkümüz “ ben sporcunun ahlaklı ve zekı olanını severim
“ sözünde belirttiği gibi,Türk halkının her konuda,her işte ahlakı esas
almasını istemektedir.Bu cumhuriyetin erdemidir.
Yukardaki tablo 1923-1950 yılları arasının kuruluş ve yoktan var
etme,1929 krizinde devletçilikle ayakta kalma,2.dünya savaşının ağır
koşullarına karşın 1923 yılnda 1usd =1.67 tl iken 1950 ye kadar yani
demokrasiye kadar bu ancak 2.80 e çıkabilmiştir.Bunun temel nedeni
gelir ve harcama dengelerindeki isabettir.Usulsüzlüklerin minimize
edilmesi,kamu bütçelerinde disiplin ve hak gözetme anlayışının
yüksekliği ve milli değerlere olan saygıdır.
1958 den 2001 e beş ekonomik çöküş yaşanmış ve acı ve de hayret
edilecek durum,çok az farkla nedenlerin benzer olmasıdır.
Bunun maddi yapılanması şu başlıklarla toparlanabilir.
1-döviz eksikliği,ithalat için kaynak yokluğu
2-üretimin yeterli desteklenmemesi sonucu doğan mal arzı eksikliğinin
yarattığı fiyat artışları
3-kredilerin yanlı veya verimsiz ve de tüketime dönük çoğaltılması
sonucu artan taleple gelen enflasyon
4-vergilendirmedeki yüksek adaletsizlik,kazançların yetersiz
vergilendirilmesi,dolaylı vergilerle fakiri zenginle aynı düzeyde tutmanın
gelir katmanlarında yarattığı bozulma
5-kamu kaynaklarının talanı,kimsenin cezalandııılmaması,giderek sosyal
ve ekonomik rekabetin bozulması ile ahlak çöküntüsünün toplumda
yarattığı kolaycılık,çalanın prim yapması,karaparanın hem ticaret hem
günlük yaşamda hatta dini tarikatlarca benimsenmesi.
6-Düşünce özgürlüğü karşısında devletin tarafsız ve koruyucu olması
gerekirken, bunu devletin bekası olarak görmesi sonucu bitemeyen iç
huzursuzluklar ve bu nedenle aşırı güvenlik yatırımları ve harcamalar
kamu kaynaklarını hep zorlamıştır.
7-cumhuriyetin kuruluşundaki üretime dönük eğitim düzenlerinin
giderek din eksenli oluşumlarla insan kalite ve rekabet şansı zayıf
nesiller yetiştirmesi cumhuriyetin temel ahlak değerlerinden
sapmaya neden olmuş bununda politik alanda verimsiz sonuçları
olmuştur
8-Türk toplumunda en önemli eksiklik, geç millet olmanın milli
burjuva oluşumundaki sonuçlardır...Cumhuriyet kurulduğunda burjuva
diye tanımlayabileceğimiz,üretimde topluma yol gösterecek sosyal
sınıflar yoktur.Var olan ekaliyetlerdir . Varlık vergisi,6/7 eylül olayları ve
1963/4 rum tehciri ticaret ve küçük ölçekli sanayideki bu sermaye
sınıflarının yerini Türk sermayedarlarının alması sonucu oluşmuştur.Milli
burjuva hareketi,1965 lerden sonra gerek kendi öz kaynakları,gerek
devlet yatırım teşvikleri ile büyümüş ama kanunlardaki sermayeyi yeterli
korunmama durumu gerek tarım gerekse sanayideki istenen büyüme
düzeyini sağlayamamıştır.
9-Cumhuriyetin kuruluşundan başlayarak, tarıma öncelik verilmiş,makine
tohum,su,kanal,elektrik,hayvancılık için kombinalar,soğuk hava
depoları,silolarla Demirel döneminin sonuna kadar olumlu sonuç
almış,hatta kendi kendini besleyen 7/8 ülkeden biri olduğumuz gerçeği
yaşanmıştır.Bu artan üretim bütün yanlışlara karşın yine de toplumu ürün
bazında yoklukla yaşattırmamıştır..Ama Özaldan itibaren kentleşme
süreci adı altında köylü hem yerini terk etmiş hemde ithale dayalı,dışa
bağımlı ve gayri milli politikalar devreye sokulmuştur.
10-gerek bankaların gerek şirketlerin, yanlış, politik ve usulsüz ve de
denetimsiz ayrıca suç oluştuğunda cezasız ve tazminatsız sonuçlanan
ilişkileri kamu kaynaklarını zafiyete sürüklemiştir.2001 krizinde batırlan
bankaların toplam kamusal yükü 50 milyar usd dir ve bunun hesabının
sorulduğu kimse olmadığı gibi yapanlarda aferin almaya devam
etmektedir.
Kaba hatları ile beş kere “para bitti yapı paydos “ denmiş ve her
zaman ki gibi “mevtayı nasıl bilirdinizden esinlenerek,nasıl
kaldıracağız” tedbirleri alınmaya başlanmıştır.
Başlık pek caziptir “iktisadi, şimdi ekonomik, istikrar tedbirleri”.
Einstein’e afedilen bir söz vardır “aptallık,aynı şeyi tekrar tekrar yapıp
farklı sonuçlar beklemektir”
Yukardaki nedenlerle toplumumuz üstelikte demokrasi içinde kendi eli
ile seçtikleri aracılığı ve onlara sürekli benzer destekleri vermesi sonucu
Einsteini anımsatacak bir boyuta ulaşmıştır.
Beş kez olan kriz sonucu ne oldu ise 1 Nisan 2024 en itibaren yine o
olacaktır.
Ama doğrudan ama kapı arkasından İMF reçetesi gelecektir.Doğrudan
reçetede faiz düşüktür ama mali disiplin şeffaflık,,hesap verme AKP’nin
keyfini kaçıracağından, benim korkum, yüksek faizle bu meşhur istikrar
tedbirlerinin tercih edilebileceğidir.Burada can yanar ,şeffaflık
olmadığından alınan tedbirler bir müddet sonra işe yaramayacaktır.Tablo
yönetilemeyecek duruma gelecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cenap Murtezaoğlu
BEŞ NUSH'TA ANLAMAYANA ALTINCISI KÖTEK OLUR !!
Bir ömürde, bu kadar sosyo ekonomik travma, acaba bir kader
midir,acaba bir hak ediş midir yoksa ırksal bir vurdum duymazlık mıdır?
Konumuza geçmeden, gelin benim tarih nehrime ,size kayıkta ekonomik
seyir defteri göstereyim.
Tarih döviz akışı 1usd/TL ilgili politik ortam
4.8.1958 devalüasyon 2.80 den 9.00 tl ye SK Menderes dönemi
10.8.1970 devalüasyon 9.00 dan 15.00 tl ye SK Demirel dönemi
24.1.1979 devalüasyon 15.00 den 70.00 tlye Sk/KA Demirel dönemi
1.4.1994 devalüasyon 70.00 den 34.000 e Çiller dönemi
19.2.2001 kur ayarı 34.000 den 906.000 e Ecevit dönemi
2005 te 6 sıfır gider 906.000 den 1.33 (1.330.000) Erdoğan dönemi
Bugün 15.3.2024 1.33 den 32.00 ye (32.000.000) Erdoğan dönemi
MB yıl sonu güldürmecesi 40.00 (40.000.000) Erdoğan dönemi
Maşallah,1958 den 2024 ,yani 66 yılda Törkiş liramız 15.000.000 değer
kaybetmiş.
Ülkemiz 1923 te Atatürk’ün deha ve basireti ile yoklar ve az olan varların
birleştirilmesi ile yüksek ülküler gözetilerek kuruldu.Cumhuriyet yönetimi
tercih edilerek kurulan ülkemizde, sosyo ekonomik temellerde şu
kavramlar ilke edinildi ve politikaların bu çerçevede öngörülmesi esas
alındı.Bunlar; ahlak,sevgi,yeniliklere açık olma,tarihe saygı,girişim
serbestliği,medeni haklar,adil paylaşımcılık ve düşünce özgürlüğü olarak
taçlandırıldı.Atatürkümüz “ ben sporcunun ahlaklı ve zekı olanını severim
“ sözünde belirttiği gibi,Türk halkının her konuda,her işte ahlakı esas
almasını istemektedir.Bu cumhuriyetin erdemidir.
Yukardaki tablo 1923-1950 yılları arasının kuruluş ve yoktan var
etme,1929 krizinde devletçilikle ayakta kalma,2.dünya savaşının ağır
koşullarına karşın 1923 yılnda 1usd =1.67 tl iken 1950 ye kadar yani
demokrasiye kadar bu ancak 2.80 e çıkabilmiştir.Bunun temel nedeni
gelir ve harcama dengelerindeki isabettir.Usulsüzlüklerin minimize
edilmesi,kamu bütçelerinde disiplin ve hak gözetme anlayışının
yüksekliği ve milli değerlere olan saygıdır.
1958 den 2001 e beş ekonomik çöküş yaşanmış ve acı ve de hayret
edilecek durum,çok az farkla nedenlerin benzer olmasıdır.
Bunun maddi yapılanması şu başlıklarla toparlanabilir.
1-döviz eksikliği,ithalat için kaynak yokluğu
2-üretimin yeterli desteklenmemesi sonucu doğan mal arzı eksikliğinin
yarattığı fiyat artışları
3-kredilerin yanlı veya verimsiz ve de tüketime dönük çoğaltılması
sonucu artan taleple gelen enflasyon
4-vergilendirmedeki yüksek adaletsizlik,kazançların yetersiz
vergilendirilmesi,dolaylı vergilerle fakiri zenginle aynı düzeyde tutmanın
gelir katmanlarında yarattığı bozulma
5-kamu kaynaklarının talanı,kimsenin cezalandııılmaması,giderek sosyal
ve ekonomik rekabetin bozulması ile ahlak çöküntüsünün toplumda
yarattığı kolaycılık,çalanın prim yapması,karaparanın hem ticaret hem
günlük yaşamda hatta dini tarikatlarca benimsenmesi.
6-Düşünce özgürlüğü karşısında devletin tarafsız ve koruyucu olması
gerekirken, bunu devletin bekası olarak görmesi sonucu bitemeyen iç
huzursuzluklar ve bu nedenle aşırı güvenlik yatırımları ve harcamalar
kamu kaynaklarını hep zorlamıştır.
7-cumhuriyetin kuruluşundaki üretime dönük eğitim düzenlerinin
giderek din eksenli oluşumlarla insan kalite ve rekabet şansı zayıf
nesiller yetiştirmesi cumhuriyetin temel ahlak değerlerinden
sapmaya neden olmuş bununda politik alanda verimsiz sonuçları
olmuştur
8-Türk toplumunda en önemli eksiklik, geç millet olmanın milli
burjuva oluşumundaki sonuçlardır...Cumhuriyet kurulduğunda burjuva
diye tanımlayabileceğimiz,üretimde topluma yol gösterecek sosyal
sınıflar yoktur.Var olan ekaliyetlerdir . Varlık vergisi,6/7 eylül olayları ve
1963/4 rum tehciri ticaret ve küçük ölçekli sanayideki bu sermaye
sınıflarının yerini Türk sermayedarlarının alması sonucu oluşmuştur.Milli
burjuva hareketi,1965 lerden sonra gerek kendi öz kaynakları,gerek
devlet yatırım teşvikleri ile büyümüş ama kanunlardaki sermayeyi yeterli
korunmama durumu gerek tarım gerekse sanayideki istenen büyüme
düzeyini sağlayamamıştır.
9-Cumhuriyetin kuruluşundan başlayarak, tarıma öncelik verilmiş,makine
tohum,su,kanal,elektrik,hayvancılık için kombinalar,soğuk hava
depoları,silolarla Demirel döneminin sonuna kadar olumlu sonuç
almış,hatta kendi kendini besleyen 7/8 ülkeden biri olduğumuz gerçeği
yaşanmıştır.Bu artan üretim bütün yanlışlara karşın yine de toplumu ürün
bazında yoklukla yaşattırmamıştır..Ama Özaldan itibaren kentleşme
süreci adı altında köylü hem yerini terk etmiş hemde ithale dayalı,dışa
bağımlı ve gayri milli politikalar devreye sokulmuştur.
10-gerek bankaların gerek şirketlerin, yanlış, politik ve usulsüz ve de
denetimsiz ayrıca suç oluştuğunda cezasız ve tazminatsız sonuçlanan
ilişkileri kamu kaynaklarını zafiyete sürüklemiştir.2001 krizinde batırlan
bankaların toplam kamusal yükü 50 milyar usd dir ve bunun hesabının
sorulduğu kimse olmadığı gibi yapanlarda aferin almaya devam
etmektedir.
Kaba hatları ile beş kere “para bitti yapı paydos “ denmiş ve her
zaman ki gibi “mevtayı nasıl bilirdinizden esinlenerek,nasıl
kaldıracağız” tedbirleri alınmaya başlanmıştır.
Başlık pek caziptir “iktisadi, şimdi ekonomik, istikrar tedbirleri”.
Einstein’e afedilen bir söz vardır “aptallık,aynı şeyi tekrar tekrar yapıp
farklı sonuçlar beklemektir”
Yukardaki nedenlerle toplumumuz üstelikte demokrasi içinde kendi eli
ile seçtikleri aracılığı ve onlara sürekli benzer destekleri vermesi sonucu
Einsteini anımsatacak bir boyuta ulaşmıştır.
Beş kez olan kriz sonucu ne oldu ise 1 Nisan 2024 en itibaren yine o
olacaktır.
Ama doğrudan ama kapı arkasından İMF reçetesi gelecektir.Doğrudan
reçetede faiz düşüktür ama mali disiplin şeffaflık,,hesap verme AKP’nin
keyfini kaçıracağından, benim korkum, yüksek faizle bu meşhur istikrar
tedbirlerinin tercih edilebileceğidir.Burada can yanar ,şeffaflık
olmadığından alınan tedbirler bir müddet sonra işe yaramayacaktır.Tablo
yönetilemeyecek duruma gelecektir.