TURİZMDE YILLARDIR REKABET ETTİĞİMİZ YUNANİSTAN BUGÜN BİZE NELER ANLATIYOR
Yazının Giriş Tarihi: 07.08.2024 00:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.08.2024 00:44
Son günlerde herkes turizm konusunda ahkam kesiyor.Bodrum'da lahmacun fiyatı ile açılan sezon işini,gücünü doğru yapan gerçek turizmcileri de rencide eder hale geldi.
Her konuda olduğu gibi bilgi kirliliğinden öte gitmeyen,bilgisi olmayan pek çok kişinin fikirler beyan ettiği hatalı tartışmalar en çok bu işi tutku ile yapan onurlu turizmcileri yaraladı.
Bu kadar tartışmanın ortasında Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar (ETİK) Başkanı Mehmet İşler yaptığı değerlendirmede altına imzamı atacağım açıklamayı yaptı.
Etik'in yaptığı açıklama şöyle;
" Türkiye'deki yüksek enflasyona bağlı olarak tatil beldelerindeki yoğunluğun Yunan adalarına kaymasına ilişkin Yunanistan'ın Türkiye'den daha ucuz olduğunu, ancak bu durumun kendilerinin sebep olduğumuz bir konu değildir.
''Sanki fırsatçılık yapan, haksız gelir elde etmek isteyen turizmci felsefesi var gibi gözüküyor. Biz kesinlikle buna karşı çıkıyoruz. Bu bir algı yönetimidir. Sanki bugünkü enflasyonun sebebi turizmci gibi gösteriliyor. Oysa turizmci bir sebep değil bu konuda sonuçtur. Yunanistan'ın Türkiye'den ucuz olmasının sebebi turizmci değil. Kışın enflasyonun sebebi marketler diye gösterildi. O zamanki trend marketti, günümüzde ise turizm. Bugün de sanki bu enflasyonun sebebi fırsatçılık yapan, fahiş fiyatlarla satış yapan turizmciler gibi gösteriliyor. Sanki bunun müsebbibi turizmci olduğundan dolayı herkes Yunanistan'a gidiyor gibi gözüküyor. Bence bu bugüne kadar Türkiye'nin döviz ve istihdam deposu olan, ekonominin bel kemiği olan turizmcilere yapılan büyük bir haksızlıktır. Yunanistan, Türkiye'den daha ucuz. Ama bu bizim sebep olduğumuz bir konu değil. Turizmdeki gelinen şu andaki fiyatlarda maalesef biz sebep değiliz, sonucuz. Bugünkü bu rakamların, bu ortamın oluşmasının sebebi biz değiliz. Biz sadece sonucuz. Sebebi ise sahadaki şu andaki bulunan enflasyonist ortamdaki genel maliyetlerin kontrol edilmemesi ve bu fiyatlar üzerinden turizmcinin satın alıp üzerine kar marjının koyup vermesidir. Burada maalesef günah keçisi turizmci yapılıyor!!
Yunanistan'da bir alkollü içeceğin fiyatının 400 lira iken Türkiye'de aynı ürünün turizmciye maliyetinin 600 lira olduğunu belirten Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı aynı zamanda Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar (ETİK) Başkanı da olan Mehmet İşler şöyle devam etti:
''Bizim girdilerimiz kaynağında Yunanistan'ın satış fiyatlarının çok daha üstündeyken bizim Yunanistan'la rekabet etme şansımız yok. Yunanistan'da ÖTV yok. Yunanistan'da bizdeki gibi kurumsallaşma yok. Yani işçi çalıştırmıyorlar. Genelde anne, kız mutfakta. Baba oğul restoranda. Fiş veriyor, vermiyor. Alkolde bir ÖTV vergisi yok. Tam tersine adalarda insanları Yunan hükümeti destekliyor. O bölgede kalsın diye vergisel avantajlar veriyor. Yunanistan'da enflasyonist ortam yok. Bunları alt alta koyduğumuz zaman bizim ülkemizde tüm enflasyonist ortama rağmen Türkiye'de en fazla vergi tahakkuk ettirilen sektör turizm sektörüdür. Kurumlar vergisi, KDV, muhtasar, SGK, konaklama vergisi, TGA. Bu kadar çok vergiyi veriyorlar. Lütfen incelesinler. Yunanistan'da bu kadar çok vergi veriliyor mu? Yunanistan'daki enflasyon oranıyla bizimki bir mi? Yunanistan'daki bulunan maliyet artışlarıyla bizimki eşit mi?''
Yunanistan ile Türkiye'nin ekonomik anlamda şartlarının eşit olmadığını, bunun günah keçisinin sanki fırsatçılık yapan, haksız gelir elde etmek isteyen turizmci felsefesinin gündemde olduğunu ve turizmciler olarak buna kesinlikle karşı çıktıklarına vurgu yapan İşler bunun bir algı yönetimi olduğunu, sanki bugünkü enflasyonun sebebi turizmci gibi gösterildiğini, oysa turizmcinin bir sebep değil bu konuda sonuç olduğunu belirtti.
2024 yılının yüksek enflasyon, girdi maliyetlerindeki artışlar, dövizin baskılanması, turist sayısındaki kayıplar gibi nedenlerle zor bir yıl olarak geçtiğini, uygun krediler sağlanmazsa 2025 yılının turizm sektörüyle birlikte 60 yan sektör için kabus yılı olacağını savunan Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler hizmet yönünden ihracatçı sayılmalarına rağmen ilgili uygulama ve kredilerden yararlandırılmadıklarına dikkat çekti.
Dünya ile rekabet etmek ve geldikleri noktayı koruyabilmek için turizm tesislerinin yenilenmesi ve geliştirilmesinin şart olduğunu belirterek güncel koşullar nedeniyle çok zor durumda olduklarını söyleyen ETİK Başkanı Mehmet İşler şunları söyledi:
''Tesislerimizi yenilemek, geliştirmek için yatırım yapmamız, sezon biter bitmez yeni sezon için çalışmaya başlamamız gerek. Yenileme için, gelişim için, uluslararası alanda rekabet için bu şart. Yatırım için kaynak bulamıyoruz. Şu andaki faizlerle kredi alıp yatırım yapmamız mümkün değil. Bu sene maalesef birçok turizmci çeklerle vuruldu. Çok zor durumda kaldı. Tesisler satışa çıktı. Hükümet yetkilileri, karar vericiler bir an önce turizm sektörü için Eylül Ekim aylarında Eximbank veya dış kaynaklı kredilerin önünü açmalıdır. Kışın bu kredilerle yapmamız gerekenleri, hatta zorunlu olan yenileme ve geliştirmeleri yapabilelim ki, ülke ekonomisinin çarkları yağlanmaya devam etsin. Ekonomiye katma değerimiz sürsün. Turizmci yeni sezona güvenle bakabilsin. Aksi halde bu faizlerle, verilenlerin çok pahalı olduğu bir faiz anlayışının içerisinde turizmci de, ülkede kendini geliştiremez, yenileyemez, yatırımlara giremez.''
Özellikle de bu yıl maliyetlerin artış oranlarında dövizin artmaması, enflasyonun çok yüksek olması, kar marjının zorunluluklar dolayısıyla çok düşük tutulması, misafir ve müşteri kaybının tahminlerin üzerinde olmasından dolayı turizmcinin zor durumdadır.
''Önümüzdeki yıl ve yılların kurtarılması turizmciye uygun faizli kredi kaynaklarının açılması ile mümkün olabilir. Turizmci ancak bu şekilde açıklarını bir nebze olsun kapatabilir. 2025’i sağ salim görebilir. Aksi halde 2025 Türk Turizmi için bir kabus yılı olacaktır. Bu kabus sadece turizmci için söz konusu değildir. 1250 çeşit malın girdiği turizm sektörünün kabusu, beslediği 60 yan sektöründe kabusu olacaktır.''
İHRACATÇIYIZ AMA OLANAKLARINDAN MUAFIZ
Turizm Teşvik Kanunu'nun 13. maddesinde 'Belgeli işletmelerden Cumhurbaşkanınca her yıl belirlenen döviz miktarını sağlayanlar ihracatçı sayılırlar.' yazdığına dikkat çekerek belgeli işletmeler ve turizmciler olarak çok önemli miktarlarda döviz sağladıklarını belirten İşler şöyle devam etti:
''Hizmet ihracatçısı sayılıyoruz. Ama ihracatçıların yararlandığı uygulamalar ve krediler söz konusu olunca bunlardan muaf tutuluyoruz. Bunu anlamak mümkün değil. Döviz girdisinden, istihdam yaratmaya, cari açığı kapatmaya birçok konuda ülkeye can simidi olan turizm sektörünün artık kendisi için bir can simidine ihtiyacı var. Bu can simidi dünya turizm sektöründe boğazını sıkmak için tetikte bekleyen rakipleriyle boy ölçüşebileceği, onları geçebileceği şekilde tesislerini yenilemek ve geliştirebilmek için uygun kredilerdir.''
Ortaya çıkan tablo yaşanılan ekonomik sıkıntılar ve yıllardır çözülemeyen sorunların artık çözümsüzlüğüdür.
Yıllardır rekabet ettiğimiz Yunanistan'ın turizm yapış şekli aslında bize hatalarımızla yüzleşmemiz gerçeğini ortaya koyuyor.
Bu yarışta ya aklı selim çözümler ortaya koyacağız yada daha da ağırlaşan sorunlarla yaşamaya devam edeceğiz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Nail KILIÇ
TURİZMDE YILLARDIR REKABET ETTİĞİMİZ YUNANİSTAN BUGÜN BİZE NELER ANLATIYOR
Son günlerde herkes turizm konusunda ahkam kesiyor.Bodrum'da lahmacun fiyatı ile açılan sezon işini,gücünü doğru yapan gerçek turizmcileri de rencide eder hale geldi.
Her konuda olduğu gibi bilgi kirliliğinden öte gitmeyen,bilgisi olmayan pek çok kişinin fikirler beyan ettiği hatalı tartışmalar en çok bu işi tutku ile yapan onurlu turizmcileri yaraladı.
Bu kadar tartışmanın ortasında Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar (ETİK) Başkanı Mehmet İşler yaptığı değerlendirmede altına imzamı atacağım açıklamayı yaptı.
Etik'in yaptığı açıklama şöyle;
" Türkiye'deki yüksek enflasyona bağlı olarak tatil beldelerindeki yoğunluğun Yunan adalarına kaymasına ilişkin Yunanistan'ın Türkiye'den daha ucuz olduğunu, ancak bu durumun kendilerinin sebep olduğumuz bir konu değildir.
''Sanki fırsatçılık yapan, haksız gelir elde etmek isteyen turizmci felsefesi var gibi gözüküyor. Biz kesinlikle buna karşı çıkıyoruz. Bu bir algı yönetimidir. Sanki bugünkü enflasyonun sebebi turizmci gibi gösteriliyor. Oysa turizmci bir sebep değil bu konuda sonuçtur. Yunanistan'ın Türkiye'den ucuz olmasının sebebi turizmci değil. Kışın enflasyonun sebebi marketler diye gösterildi. O zamanki trend marketti, günümüzde ise turizm. Bugün de sanki bu enflasyonun sebebi fırsatçılık yapan, fahiş fiyatlarla satış yapan turizmciler gibi gösteriliyor. Sanki bunun müsebbibi turizmci olduğundan dolayı herkes Yunanistan'a gidiyor gibi gözüküyor. Bence bu bugüne kadar Türkiye'nin döviz ve istihdam deposu olan, ekonominin bel kemiği olan turizmcilere yapılan büyük bir haksızlıktır. Yunanistan, Türkiye'den daha ucuz. Ama bu bizim sebep olduğumuz bir konu değil. Turizmdeki gelinen şu andaki fiyatlarda maalesef biz sebep değiliz, sonucuz. Bugünkü bu rakamların, bu ortamın oluşmasının sebebi biz değiliz. Biz sadece sonucuz. Sebebi ise sahadaki şu andaki bulunan enflasyonist ortamdaki genel maliyetlerin kontrol edilmemesi ve bu fiyatlar üzerinden turizmcinin satın alıp üzerine kar marjının koyup vermesidir. Burada maalesef günah keçisi turizmci yapılıyor!!
Yunanistan'da bir alkollü içeceğin fiyatının 400 lira iken Türkiye'de aynı ürünün turizmciye maliyetinin 600 lira olduğunu belirten Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı aynı zamanda Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar (ETİK) Başkanı da olan Mehmet İşler şöyle devam etti:
''Bizim girdilerimiz kaynağında Yunanistan'ın satış fiyatlarının çok daha üstündeyken bizim Yunanistan'la rekabet etme şansımız yok. Yunanistan'da ÖTV yok. Yunanistan'da bizdeki gibi kurumsallaşma yok. Yani işçi çalıştırmıyorlar. Genelde anne, kız mutfakta. Baba oğul restoranda. Fiş veriyor, vermiyor. Alkolde bir ÖTV vergisi yok. Tam tersine adalarda insanları Yunan hükümeti destekliyor. O bölgede kalsın diye vergisel avantajlar veriyor. Yunanistan'da enflasyonist ortam yok. Bunları alt alta koyduğumuz zaman bizim ülkemizde tüm enflasyonist ortama rağmen Türkiye'de en fazla vergi tahakkuk ettirilen sektör turizm sektörüdür. Kurumlar vergisi, KDV, muhtasar, SGK, konaklama vergisi, TGA. Bu kadar çok vergiyi veriyorlar. Lütfen incelesinler. Yunanistan'da bu kadar çok vergi veriliyor mu? Yunanistan'daki enflasyon oranıyla bizimki bir mi? Yunanistan'daki bulunan maliyet artışlarıyla bizimki eşit mi?''
Yunanistan ile Türkiye'nin ekonomik anlamda şartlarının eşit olmadığını, bunun günah keçisinin sanki fırsatçılık yapan, haksız gelir elde etmek isteyen turizmci felsefesinin gündemde olduğunu ve turizmciler olarak buna kesinlikle karşı çıktıklarına vurgu yapan İşler bunun bir algı yönetimi olduğunu, sanki bugünkü enflasyonun sebebi turizmci gibi gösterildiğini, oysa turizmcinin bir sebep değil bu konuda sonuç olduğunu belirtti.
2024 yılının yüksek enflasyon, girdi maliyetlerindeki artışlar, dövizin baskılanması, turist sayısındaki kayıplar gibi nedenlerle zor bir yıl olarak geçtiğini, uygun krediler sağlanmazsa 2025 yılının turizm sektörüyle birlikte 60 yan sektör için kabus yılı olacağını savunan Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler hizmet yönünden ihracatçı sayılmalarına rağmen ilgili uygulama ve kredilerden yararlandırılmadıklarına dikkat çekti.
Dünya ile rekabet etmek ve geldikleri noktayı koruyabilmek için turizm tesislerinin yenilenmesi ve geliştirilmesinin şart olduğunu belirterek güncel koşullar nedeniyle çok zor durumda olduklarını söyleyen ETİK Başkanı Mehmet İşler şunları söyledi:
''Tesislerimizi yenilemek, geliştirmek için yatırım yapmamız, sezon biter bitmez yeni sezon için çalışmaya başlamamız gerek. Yenileme için, gelişim için, uluslararası alanda rekabet için bu şart. Yatırım için kaynak bulamıyoruz. Şu andaki faizlerle kredi alıp yatırım yapmamız mümkün değil. Bu sene maalesef birçok turizmci çeklerle vuruldu. Çok zor durumda kaldı. Tesisler satışa çıktı. Hükümet yetkilileri, karar vericiler bir an önce turizm sektörü için Eylül Ekim aylarında Eximbank veya dış kaynaklı kredilerin önünü açmalıdır. Kışın bu kredilerle yapmamız gerekenleri, hatta zorunlu olan yenileme ve geliştirmeleri yapabilelim ki, ülke ekonomisinin çarkları yağlanmaya devam etsin. Ekonomiye katma değerimiz sürsün. Turizmci yeni sezona güvenle bakabilsin. Aksi halde bu faizlerle, verilenlerin çok pahalı olduğu bir faiz anlayışının içerisinde turizmci de, ülkede kendini geliştiremez, yenileyemez, yatırımlara giremez.''
Özellikle de bu yıl maliyetlerin artış oranlarında dövizin artmaması, enflasyonun çok yüksek olması, kar marjının zorunluluklar dolayısıyla çok düşük tutulması, misafir ve müşteri kaybının tahminlerin üzerinde olmasından dolayı turizmcinin zor durumdadır.
''Önümüzdeki yıl ve yılların kurtarılması turizmciye uygun faizli kredi kaynaklarının açılması ile mümkün olabilir. Turizmci ancak bu şekilde açıklarını bir nebze olsun kapatabilir. 2025’i sağ salim görebilir. Aksi halde 2025 Türk Turizmi için bir kabus yılı olacaktır. Bu kabus sadece turizmci için söz konusu değildir. 1250 çeşit malın girdiği turizm sektörünün kabusu, beslediği 60 yan sektöründe kabusu olacaktır.''
İHRACATÇIYIZ AMA OLANAKLARINDAN MUAFIZ
Turizm Teşvik Kanunu'nun 13. maddesinde 'Belgeli işletmelerden Cumhurbaşkanınca her yıl belirlenen döviz miktarını sağlayanlar ihracatçı sayılırlar.' yazdığına dikkat çekerek belgeli işletmeler ve turizmciler olarak çok önemli miktarlarda döviz sağladıklarını belirten İşler şöyle devam etti:
''Hizmet ihracatçısı sayılıyoruz. Ama ihracatçıların yararlandığı uygulamalar ve krediler söz konusu olunca bunlardan muaf tutuluyoruz. Bunu anlamak mümkün değil. Döviz girdisinden, istihdam yaratmaya, cari açığı kapatmaya birçok konuda ülkeye can simidi olan turizm sektörünün artık kendisi için bir can simidine ihtiyacı var. Bu can simidi dünya turizm sektöründe boğazını sıkmak için tetikte bekleyen rakipleriyle boy ölçüşebileceği, onları geçebileceği şekilde tesislerini yenilemek ve geliştirebilmek için uygun kredilerdir.''
Ortaya çıkan tablo yaşanılan ekonomik sıkıntılar ve yıllardır çözülemeyen sorunların artık çözümsüzlüğüdür.
Yıllardır rekabet ettiğimiz Yunanistan'ın turizm yapış şekli aslında bize hatalarımızla yüzleşmemiz gerçeğini ortaya koyuyor.
Bu yarışta ya aklı selim çözümler ortaya koyacağız yada daha da ağırlaşan sorunlarla yaşamaya devam edeceğiz.