ÇAMYUVA'DA ÇED TARTIŞMASI

Ülkemizde gün geçmiyor ki bir yerlere otel taş ocağı izni tartışılmasın,bir yerlere manasız HES izinleri verilmesin,her koya otel yapılmak istenmesin,bir taraftan mermer ocakları her yanı sardı. Yeni tahsisler,tartışmalı yatırımlar dur durak bilmiyor.

Turizmde kriz seslerini duymayan kalmadı.Sezon neredeyse iki aya indi ve fiyat rekabet dengesi iyice dibe vurdu.Tüm bu gelişmeler sürerken Çamyuva’da bir anda bu tartışmaların içinde buldu kendini.

Yapılması planlanan yeni otel için ÇED toplantısına katılan Çamyuva sakinleri projeye karşı olduklarını çok sert biçimde ortaya koydular.

Görüşlerini açıklayan Çamyuva sakinlerinden Muhtar Rıdvan Vicir,Öner Kaçıran,Sami Adaletli,Ahsen Yıldız,Zafer Yılmaz,Tülay Kaçıranve pekçok kişi  projeye karşı olduklarını ve bu projenin birçok sorun yaratacağını ve Çamyuva’nın artık eskisi gibi olmayacağını, denizin ulaşılamaz hale geleceğini ifade ettiler.

Toplantıya katılan CHP Kemer kadın kolları başkanı Ayşegül Çelebi'de konu hakkında halkımızın yanında olacağını, parti olarak her türlü desteği vereceklerini ifade etti.

ÇED toplantısında hem  Çamyuva sakini hem de şehir plancısı olarak görüşlerini dile getiren Belgin Gümrü de şu açıklamayı yaptı;

“ ÇED toplantısında dile getirilen her endişeye katılıyorum. Projeyle ilgili kendi endişelerimi/düşüncelerimi de aşağıda özetliyorum:

Yaklaşık 460 milyon TL'ye mal olacak 675 odalı/1900 yataklı bu projenin Çamyuva/Kemer/Antalya/Türkiye için bir turizm stratejisi kapsamında ele alınıp tasarlanmadığı çok açık. Birbirinin aynısı onlarca beş yıldızlı otelden bir tane daha yapılacak. Kemer'i çekici kılan özelliklerden biri portakal ve nar bahçeleri içinde bir turizm destinasyonu olmasıydı. Bu tesisler yüzünden çok değerli portakal/nar bahçeleri kaybedildi, sahiller halka kapatıldı ve bu aşırı yapılaşma nedeniyle Kemer'i Kemer yapan potansiyeli kaybettik ve kaybetmeye devam ediyoruz. Yetkili makamlar sadece ve sadece gelen turist sayısına önem veriyor ve sayının yüksek olmasını başarı olarak değerlendiriyor. Ancak gelen turistin niteliği ve turist başına elde edilen gelir yeterince dikkate alınarak bir turizm stratejisi belirlenmiyor. Yüksek gelir bırakacak turistleri çekmek için stratejiler geliştirmek yerine, en fazla sayıda niteliksiz turisti barındırmak için çirkin oteller inşa ediliyor, doğal kaynaklar hunharca kullanılıp kirletiliyor ve Kemer'in doğal güzelliği katlediliyor. Küresel ısınmayla da birlikte bir süre sonra elimizde sadece içi boş devasa oteller kalacak.

Bu otelin yapılmasına kesinlikle karşıyım ancak mutlaka yapılacaksa da bir strateji çerçevesinde Çamyuva'ya en az zarar verecek bir şekilde yapılmasını istiyorum. ÇED raporunda çok geniş kapsamlı ifadeler kullanılmış. Turizmin Kemer ilçesinde istihdam sağlayan başlıca sektör olduğu, Kemer'deki turizm personeli ihtiyacının dışarıdan göçle karşılandığı, Çamyuva 288 ada 8 no'lu parselin böyle büyük bir tesis için uygun olduğu, tesis için başka bir yer düşünülmediği vs. gibi basmakalıp ifadeler kullanılmış. Ama bu iddiaların hiçbiri verilerle doğru dürüst desteklenmemiş.

1900 yatak ve yanı sıra 300-400 personel olacağını düşünürsek, Çamyuva nüfusunun neredeyse yarısı kadar kapasiteye sahip bir tesisten bahsediyoruz aslında. Önerilen proje Çamyuva'daki mevcut tesislerden daha büyük bir ölçeğe sahip ve bence Çamyuva'daki turizm faaliyetlerinin doğasına ve sosyal-ekonomik yapıya uygun değil. Ayrıca dünkü ÇED sunumunda projenin sadece inşaat aşamasında getireceği etkilere odaklanıldı. Ancak tesis faaliyete başladıktan sonra yaşanacak çevresel, fiziksel ve sosyal etkiler hakkında bir ayrıntı sunulmadı. Benim başlıca sorularım şöyle:

Sahil bandı: Yürürlükteki imar planlarında otel projesinin hemen önünde bir park var. Ancak Türkiye şartlarında bu kapasitedeki bir otelin önündeki sahilin halka açık bırakılmayacağını hepimiz şimdiden biliyoruz. Bu otel projesiyle ilgili olarak benim de en büyük endişem Çamyuva'daki el değmemiş son sahil parçasının da kaybedilmesi.

Tarım alanı: Önerilen proje alanının hemen bitişiğinde bir tarım alanı var. Önerilen projenin inşaatının ve işletmesinin bu tarım alanı üzerinde ne gibi bir etkisi olacağı öngörülüyor? Daha önce de dediğim gibi, Kemer'i çekici kılan özelliklerin başında portakal bahçeleri, nar bahçeleri içinde bir turizm destinasyonu olması geliyordu ve biz bu özelliği çok büyük oranda kaybettik. Benim öngörüm, önerilen bu otel, çevresine mutlaka daha fazla inşaat çekecek, Çamyuva'nın merkez yerleşimin ortasında kalan son bahçeler de sökülüp betona boğulacak ve Çamyuva/Kemer bahçeler içindeki turizm destinasyonu kimliğini iyice kaybedecek, nefes alacak yer kalmayacak.

Trafik yükü: Önerilen tesis Çamyuva nüfusunun neredeyse yarısı kadar bir kapasiteye sahip. İnşaatında 200 işçinin, işletmesinde 300 personelin çalışacağı belirtilmiş. Misafirler, işçiler ve personel nedeniyle oluşacak trafik yükünün (yol ve otopark ihtiyacı) nasıl çözülmesi öngörülüyor? Ve gelecek ekstra trafik yükü nedeniyle oluşacak kirlilik ve gürültü nasıl çözülecek?

Gürültü ve kirlilik: ÇED sunumunda sadece inşaat sırasında oluşacak gürültüye ve kirliliğe odaklanıldı. Otelin işletmesi sırasında nasıl bir gürültü kirliliği oluşması öngörülüyor (1900 misafire elbette animasyon/eğlence imkânları sunulacaktır)? Hâkim rüzgâr yönü nedir, özellikle inşaat sırasında bu rüzgâr nedeniyle kirlilik mevcut yerleşimi etkileyecek mi? Hâlihazırda altyapı ve su sorunu yaşanan Çamyuva'da, mahalle nüfusunun neredeyse yarısı kadar kapasiteye sahip bu otelin doğal kaynaklar ve altyapı üzerinde nasıl bir etkisi olması öngörülüyor?

Personel: İnşaatı yapacak ve tesisin işletmesinde görev alacak personel nerede konaklayacak? Personel için bir lojman mı yapılacak? Yoksa herkes kendi başının çaresine mi bakacak? Bu konuların nasıl çözülmesi öngörülüyor? “ dedi.

Toplantı sonunda Çamyuva sakinleri bir komisyon kurarak meseleyi daha sistematik bir şekilde takip edeceklerini ve yerel yetkililerle görüşerek çözüm arayacaklarını dile getirdiler.