ENFLASYON VERGİSİ YERİNE BİR ÖNERİMİZ VAR
Son günlerde oldukça tartışılan enflasyon vergisine bir itiraz ve öneri de KEMİAD'dan geldi.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan KEMİAD - Kemer iş insanları der.- Başkanı Rıza Sönmez aşağıdaki açıklamayı yaptı.
" Enflasyon muhasebesinde kar doğuran durum bilançoya giren varlıkların karşılığında borçlanmaktır. Enflasyon vergisi servet vergisidir, doğru bulmuyoruz.
Enflasyon karından vergi almak yerine önerimiz, borçlanma maliyetlerini işletmeye gider yazılmak yerine enflasyon karından mahsuba gidilerek karın faizlerle karşılanması en gerçekçi yol olacaktır. Artık karın oluşması halinde ise özkaynağın bir parçası olarak kabul edilmeli vergiye tabi tutulmamalıdır.
ENFLASYONU TETİKLEYEN GELİŞMELER Enflasyon ülke ekonomileri için en yıpratıcı etki yapan ekonomik bir olaydır. Maalesef ülkemizde pandemi ile yavaşlayan çarkların, Amerika ve Çin arasında başlayan ekonomik savaş ile tedarikçi kanallarının değişmesi ile girdi fiyatları artmış artan maliyetlerin sonucunda girdi ithal eden ekonomiler enflasyonda ithal etmek zorunda kalmıştır. Bir diğer faktör ise Rusya ile Ukrayna arasında savaşın etkisinde ülkemize gelen insanların yarattığı talep ülke içi arz talep dengesini bozmuştur. Bir başka talep patlaması yaratan faktör ise ülkemize Suriye’den gelen sığınmacı dalgası da iç talepte artış yaratmış, buna karşın yetersiz üretimin etkisiyle enflasyon alıp başını gitmiştir.
6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız yüreğimizi dağlayan depremlerde maalesef 50 bini aşkın canımız gitti. Yaşanan depremlerin ekonomiye maliyeti de 100 milyar Doları aştı. 2023 yılı GSMH’nın % 10’una yaklaşan bu kaybın telafisi için oluşan talepte enflasyon etkisi yarattı. Türkiye Cumhuriyeti olarak ihracatımızın % 72’si ithalata bağımlı olması ve sermaye yetersizliğimizle en fazla enflasyon ithal eden ekonomilerin başında yer aldık. Maalesef dünya enflasyon liginde Arjantin’den sonra 2. sıraya yerleştik.
Ekonomimizde izlediğimiz başta düşük kur ve düşük faiz politikaları ile iç piyasaya sürülen para bolluğu ile de enflasyon daha yukarılara çıktı. Gıda enflasyonu da her yıl % 100 den fazla bir artışla her yıl daha da katlandı.
ENFLASYONUN TURİZME ETKİSİ
KEMİAD olarak biliyoruz ki Türkiye ve de Kemer, dünyadan gelen misafirlerimize de Türk misafirlerimize de pahalı bir destinasyona dönüştü. Bu durum aslında göründüğünden daha travmatik bir duruma dönüştü. Şöyle ki; Bir çok ülke vatandaşı için tatil bir ihtiyaçtır. Pahalı bir tatile çıkmak için ayırdığı bütçesini artıramayan turist bu sefer konaklama dışında harcayacağı bütçeyi kısmak zorunda kaldı. Bunun sonucunda 2024 sezonunda ekstra harcamalarını kısınca esnaf ve konaklama dışındaki tüm işletmelerin cirolarında % 50’leri aşan düşüşler meydana geldi, maliyetlerdeki artışı da dikkate alırsak karlarda 0 e yakın gerilemeler oluştu ve bu nedenle bir çok turizm işletmesi zor duruma düştü. Turizmin tabana yayılması bir hayal oldu. Acilen enflasyon ile kur arasındaki dengenin tekrardan geri kazandırılması gerekmektedir. Aksi halde bacasız sanayi Turizm daha derin yara alacak döviz kazancımız hızla düşecektir. Sonuçta enflasyon ve kur politikası maalesef turizmi de yaraladı. İşte bu noktada artan maliyetlerin etkisiyle biz turizmcilerin girdi maliyetleri özellikle son 3 yılda Dünyada yaklaşık 1.5 kat artmışken ülkemizde 4 kat artış gerçekleşmiştir. Kurdaki artış ise 2,5 kat ile sınırlı kalmıştır. İfade ettiğimiz rakamlardan da görüleceği gibi gıda fiyatları döviz bazında % 40-50 oranında artmıştır. Turizmde fiyatlarda yaklaşık % 20 oranında artış olsa da satış fiyatlarına tamamen yansıtmak mümkün olmamıştır. Buna rağmen Türkiye pahalı destinasyonlar arasına girmiştir.
ENFLASYON VERGİSİ “SERVET” VERGİSİDİR Tabii ki bu katlayan rakamlar şirket bilançolarını de anlamsız hale getirdi. Bu durumda VUK Mükerrer madde 298 hükümleri devreye girdi ve iki yıl erteleme ile 2023 yılında Enflasyon muhasebesi haklı ve bir ihtiyaç olarak devreye girdi. Enflasyon muhasebesi ile bilançoların aktif ve pasifleri parasal olmayan kalemleri üzerinden enflasyon oranında düzeltmeler yapıldı. Haliyle ortaya enflasyon karı çıktı ve 2023 yılı için vergi dışı bırakıldı. 2024 yılından itibaren geçici vergi dönemleri dahil enflasyon karı vergiye tabi olarak düzenlendi. Peki enflasyon muhasebesi her zaman kar doğurur mu? Hayır, bazı hallerde kar bazı hallerde de zarar dahi doğacaktır. Çünkü Aktifin parasal olmayan tutarları ile pasifin parasal olmayan tutarları eşitse basitçe kar doğmayacaktır.
SONUÇ: Enflasyon muhasebesinde kar doğuran durum bilançoya giren varlıkların karşılığında borçlanmaktır. Şayet bilançoya giren varlıkların örneğin arsanın, araçların özkaynak ile yani sermaye konularak alınması halinde enflasyon karı doğmayacaktır. Sonuç olarak enflasyon karı borçlanmadan kaynaklanmaktadır.
Bu noktada borçlanmanın işletmeye faiz maliyeti olmakta haklı olarak giderlere alınmaktadır. Enflasyon ile doğan kar sanki bir faaliyet varmış kasaya nakit girmiş gibi vergiye tabi tutulmuştur. Hiçbir nakit girişi olmayan satışı olmayan bir işletme bu vergi borcunu nasıl ödeyecek acaba? Ya servetini satacak yada kredi kullanacak. Peki kredi kullandı krediyi ne ile ödeyecek yine mecburen servetini satacaktır. İşte bu nedenle enflasyon vergisi servet vergisidir, haksızlıktır. İşte bu noktada kesinlikle enflasyon karından vergi alınmasından vaz geçilmelidir.
Enflasyon karından vergi almak yerine önerimiz, borçlanma maliyetlerini işletmeye gider yazılmak yerine enflasyon karından mahsuba gidilerek karın faizlerle karşılanması en gerçekçi yol olacaktır. Artık karın oluşması halinde ise özkaynağın bir parçası olarak kabul edilmeli vergiye tabi tutulmamalıdır."